Kedilerin anatomisi, vahşi doğadaki yakın akrabaları gibi avlanmak için tasarlanmıştır. Zıplama, bükülme, dönme yetenekleriyle kediler birer evrim mucizesidir. Çok güçlü kasları vardır. Tüm memelilerde olduğu gibi kedilerde de; kalp kasları, çizgili kaslar ve düz kaslar olmak üzere 3 temel kas grubu vardır. Bu kasların büyük çoğunluğunu somatik sinir sistemine bağlı çizgili kaslar oluşturur. Bu kaslar, istemli hareket ederler ve birçoğu kemiğe bağlıdır. Bu kaslar kedinin yürümesi, zıplaması ve etrafına bakınması gibi kontrollü hareketleri idare eder. Kedinin bacaklarında, sırtında ve kafatasında bulunur. Bu kas grubu somatik sinir sistemine bağlıdır. Bunun anlamı beyin komutuyla istemli bir şekilde çalıştırılmalarıdır. Kalp kasları ise özel kaslardır ve sadece kalpte bulunur. Otonom sinir sistemine bağlıdır ve kalbi olan tüm canlılarda olduğu gibi istemsiz bir eylemdir. Düz kaslar ise organlarda bulunan kastır. Sindirim sisteminde, üriner sistemde, atar damarlarda, bronşlarda ve gözün çeperinde bulunur. Peristaltik hareketleri gerçekleştiren kas kütlesidir. Yani ağıza alınan bir yiyeceğin yemek borusuna oradan mideye oradan da bağırsaklara götüren; hatta boşaltıma yardımcı olan hareketi sağlayan kas çeşididir.
Kütleleri 2.5 ila 7 kilogram, boyları 65-80 cm arasında olan kedilerin bizlere kıyasla farklı iskelet yapıları vardır. İnsanların sahip olduğu 206 kemik, kedilerde 230 kadardır. Özellikle kaburgalarındaki fazla kemikler ve olağanüstü kasları onların çevikliklerinde başrol oynar. Kedilerin her zaman 4 ayaküstüne düştükleri doğrudur. Bu kedilere özgü bir yetenektir ve bunu yapabilecek atikliğe ve donanıma sahiplerdir. Kediler kendi boylarının 6 katı yüksekliğe kadar zıplayabilirler. İskelet sistemleri 5 ana bölümden oluşur. Omurga, kafatası, kaburgalar, ön bacaklar ve arka bacaklar. Kedinin omurgası çok esnektir ve sırtları genelde oval bir hal almıştır. Bu omurga atlas kemiğiyle kafatasına bağlanır. Ayrıca kedilerin nabızları dakikada 90 ila 220 arasında değişebilir. Kalp kapakçıkları hızla açılıp kapanarak kaslara oksijeni taşıyacak olan kanı vücuda pompalar. Hızlı nabız çevik olmalarında etkendir. Beyinleri de birçok hayvana kıyasla vücutlarına oranlandığında oldukça büyüktür.
Kediler duyuları çok gelişmiş hayvanlardır. Çok iyi görme yeteneğine sahiplerdir. Özellikle karanlıkta bizlerden çok üstün bir görüş becerileri vardır. Hatta kediler mor ve ötesi ışınları bile seçebilirler. Görüşlerindeki bu mükemmelliğin bir parçası da tapetum lucidum denen gözde bulunan bir dokudur. Bu doku gece görüş yeteneğine katkı sağlar ve karanlıkta kedinin gözlerinin parlamasına sebep olur. Oldukça meşhur olan bıyıkları ise kedilerin önemli uzuvlarındandır. Standart bir kedi tüyünün yaklaşık 3 katı kalınlıktaki bu uzuv sinir sistemiyle beyine bağlıdır ve adeta bir hareket algılama sensörü gibi çalışır. İşitme aralıkları çoğu köpek ırkından da yüksektir. 60 Hz’e kadar olan sesleri işitebilirler. Biz insanların işitme frekans aralığı (20-25 Hz) olduğu düşünüldüğünde bu iyi bir değerdir. Kedilerin dilleri pürüzlü bir yüzeye sahiptir. Bu su içerken ağızlarının ve bıyıklarının suya değmemesine de yardımcı olur. Pürüzlü yapıya sahip dillerinin aralıklarına sıvı doluşur. Dil, bu aralıklara dolan su ile beraber ağıza götürülür. Bu yapı aynı zamanda kedinin kendisini yalayarak temizlemesini ve etleri kemikten sıyırabilmeyi de sağlar.
İlgili Kelimeler: kedilerin anatomisi, kedilerin özellikleri, tapetum lucidum