Hastalıklarla baş etmenin en ucuz ve kolay yolu, hastalığa yakalanmadan önce tüm gerekli önlemlerin alınmasıdır. Bu hususta yapılan çalışmalara koruyucu tıp çalışmaları adı verilmektedir. Koruyucu tıp; hastalığın nasıl başladığı veya kişileri nasıl hasta ettiğine göre koruma mekanizması geliştirerek, bilinen ya da yeni yöntemlerle epidemiyoloji bilimi çerçevesinde çalışmalarını sürdürmektedir. Koruyucu tıbbın temel taşı olan epidemiyoloji; bir hastalık ya da tehlikenin sebeplerinin, bağlantılı olduğu durumların etkilediği çevre ya da birey koşullarının tanımlamasını, sıklığını ve dağılımını inceleyen bilim dalıdır. Koruyucu Hekimlik Uygulamaları, bir hastalığın toplum veya kişide hangi aşamada olursa olsun ilerlemesinin durdurulmasını amaçlar. Koruyucu hekimlik; temizlik, beslenme, aşılama, yaşam şartları -stres, gürültü, çevre ve doğanın korunması- ve Zoonoz hastalıklar gibi geniş kapsamlı ve çok önemli konuları içerdiğinden, hayvan ve toplum sağlığı birlikte ele alınarak değerlendirmeyi zorunlu kılmaktadır. Koruyucu hekimliğin gelişmesi, toplumun sağlık kalitesinin artması demektir. Bu da ülkeler için en önemli gelişmişlik ölçütlerinden birisidir.
İstediğimiz evcil hayvanı evimizde besleyip, birlikte yaşamaya karar vermeden önce, bir veterinere danışarak işe başlamalıyız. Veteriner hekimin temizlik, beslenme, yaşam ortamı vb. gibi her türlü çözüm önerilerine uygun bir şekilde hareket etmeliyiz. Evimize alarak sahiplendiğimiz hayvanlar için en büyük tehlike viral, paraziter ve bakteriyel hastalıklardır. Doğru zamanda gerekli olan uygulamalar yapılarak hem kendi sağlığımızı, hem de hayvanlarımızın sağlığını koruyabiliriz. Bunun için en önemli şey paraziter tedavileri ve aşı uygulamalarıdır. Yavru iken sahiplendiğimiz hayvanlar için anne sütüyle sağlanan korunma seviyesi kaybedilmeden, yani henüz 2 aylıkken aşılama programına başlanılması çok büyük önem taşımaktadır. Antiparaziter ve aşılama uygulamalarıyla, yalnızca kendimizi ve evcil hayvanımızı korumakla kalmıyor, aynı zamanda diğer evcil hayvanların sağlığı için de oluşabilecek riskleri de ortadan kaldırmış oluyoruz. Düzenli aralıklarla yapılan aşı uygulamaları ile aynı zamanda düzenli muayene ve sağlık kontrolleri de yapılmış olmaktadır. Bu da erken teşhis için çok büyük önem arz etmektedir. Koruyucu hekimlik yalnızca bizim beslemiş olduğumuz evcil hayvanlardan ibaret değildir. Sokak hayvanları bu konuda her türlü doğal risklere açık olduğundan çok daha büyük bir önem taşımaktadır. Onların sağlık, üreme ve aşı kontrolleri ile programının düzenli yürütülmesi öncelik verilmesi gereken önemli bir sosyal sorumluluktur. Koruyucu hekimliğin bir diğer önemli uygulaması da, hayvanlar hasta olsun ya da olmasın düzenli aralıklarla yapılan Check-up kontrolleridir. Sağlıklı kalmak en az sağlıklı olmak kadar önemlidir. Zayıf olduğumuz bu konuda evcil hayvan sahiplerinin bilinçlendirilmesi hususunda veteriner hekimlere çok önemli görevler düşmektedir.
Sağlık uygulamalarında tedavi hekimliğinin öncelikli olarak görülmesi ve koruyucu hekimliğin ihmal edilmesi büyük sorunlar olarak geri dönmektedir. Bu geliştirilmesi gereken bir durumdur. Veteriner hekimler koruyucu hekimlik alanında insan sağlığını da kapsayan çok önemli bir göreve sahiptir.